Frank Gehry (1929-…)

admin on Şubat 23, 2021

Frank GehryDekonstrüktivizm, diğer adıyla yapısökümcülüğün öncülerinden… Yenilikçi ve aykırı yaklaşımdan asla taviz vermeyen, 20.yüzyılın en önemli mimarlarından biri…

Gehry, 1929 yılında Toronto’da Frank Owen Golderk ismiyle dünyaya geldi. Ailesi Yahudi’ydi. Gençlik yılları 2.Dünya Savaşı’yla çakıştı ve o dönem yükselen anti-semitizm akımı yüzünden Goldberg olan soyadını Gehry olarak değiştirmek zorunda kaldı. 

1947’de ailesiyle birlikte Amerika’ya göç etmesiyle mimarlık kariyerinin ilk tohumlarını attı. Güney California Üniversitesi’nde mimarlık eğitimine başlayan Gehry, geçimini kamyon şoförlüğüyle sağladı.

Mezun olduktan sonra bir süre kendi işini yapamadı. 1956’da Hardvard Üniversitesi Tasarım Yüksek Okulu’nda kent planlama lisansı yapmaya başladı ancak yarıda bıraktı. Kariyer hedefi mimarlıktı. Bu hedefe ulaşmak için 6 yıl boyunca farklı mimarların yanında çalıştı. 

Frank Gehry şöhreti mobilya tasarımıyla yakaladı. Easy Edge adını verdiği mobilya serisi ile 70’lerin başında tanınan bir isim haline geldi. Gehry, aralıkları oluklu mukavvadan yapılmış bu serinin dayanıklılığını arttırmak için düz yüzeylerde de mukavva kaplama kullandı. Serinin dört parçasından en çok Wiggle ismini verdiği sandalye dikkat çekti, ancak satış fiyatları nedeniyle yeterince talep görmedi.

Mobilya tasarımında yakaladığı şöhret Gehry’i mimarlıktan soğutmadı. Aksine, bir an önce aşkla bağlı olduğu mesleğine geri dönmek istedi. Easy Edge’den kazandığı parayı mesleğine yatırdı ve ailesinin Santa Monica’daki evini düzenlemeye karar verdi. Zincirli çitler, eğimli cam küpler ve oluklu çeliklerden faydalanarak alışılmamış bir esere imza attı. Mimariye kattığı bu yeni bakış açısı bir kesim tarafından benimsenmese de hem kendisini hem de dekonstrüktivizm akımını ileri boyutlara taşıdı. 

Santa Monica’daki evin devamı çorap söküğü gibi geldi. Walt Disney Konser Salonu, Dans Eden Ev, Guggenheim Müzesi gibi birçok kült bina tasarladı. Yaratma sürecinin belirsizliğinde Orson Welles’den ilham aldı. ‘’Benim için her gün yeni bir şeydir. Her projeye ilk yaptığım projeymiş gibi bir güvensizlikle başlarım. Ter dökerim, bir yola doğru giderim ve çalışmaya başlarım, nereye gittiğimden emin olmadan. Eğer nereye gittiğimi bilseydim, bu işi yapamazdım.’’ Sözleriyle hafızalara kazındı.

Sadece iyi bir mimar değil, özgünlük ve fonksiyonelliğe önem veren, başarılı bir heykeltraş oldu. Hem insanlığa hem de çevreye verdiği hizmetlerden ötürü 1989 yılında Pritzker Ödülü’ne layık görüldü. 

Frank Gehry’nin Önemli Eserleri

Walt Disney Konser Salonu

Weisman Sanat Müzesi

Lou Ruvo Beyin Sağlığı Merkezi

Marqués de Riscal Hotel

Dans Eden Ev

Guggenheim Müzesi

Easy Edge Serisi (Wiggle)

0 comments
Post a comment